bozuk atmlerin harika dünyası (ya da HSBC atm express)


2. dönemin yorgunluğunu eve geldiğimden beri camın önüne koyduğum bir masa, bir dizüstü bilgisayar ve internet bağlantısıyla atıyorum. fakat bu durumdan benden başka herkes rahatsız oluyormuş gibi geliyor. asıl amacı ele geçirmiş bulunduğum bilgisayarını geri almak olan annem sürekli "oğlum biraz gez, dolaş... bak hava ne güzel... arkadaşların gelmedi mi?", her msn'e girdiğinde beni online görmekten sıkılan arkadaşlarım ise "şu msn'i bırak artık, yeter!" diyerek beni bu rüyadan uyandırmak istiyorlardı, pek umrumda değildi... ama sonunda bugünün geleceğini de biliyordum... günler süren evden dışarı adım atmama rekorumu sırf bunun için bozmak zorundaydım... o kadar duş, giyinme, hazırlanma bunun içindi... bugün bankaya para yatırmaya gittim ve insanın parasıyla rezil olmasının ne demek olduğunu bugün anladım...

bankaya yaklaşırken 50 (elli) metreden önündeki 10 (on) kişilik güruhu görmek mümkündü. "napim ya, bi daha gelemem o kadar" diyerek kendine orada bekleme sabrı kazandırmaya çalışsam da , yan yana duran 2 (iki) atm'den birinin bozuk olduğunu görmemle içimden "yok artık!" demem bir oldu. önümde ilerleyen amca dönüp "efendim?" diye sorunca farkettim ki aslında ben dışavurumcu bir kişiliğe sahipmişim... "yok amca sana demedim" diyerek kalabalığa en dış taraftan usulca yaklaştım. her zaman olduğu gibi kendi kendine konuşurmuş gibi yapıp "biz iki saattir burda duruyoruz... şuna bak hemen geldi yatırdı gitti"duyurusuna cevap olarak geleneksel "onun arkadaşı burda onun yerine duruyodu"...

bu hengâmenin ötesinde diğer kasanın niye çalışmadığını sorgulamıyorum bile. biliyorum ki "olur öyle...". birileri mutlaka içeriye girip gerekli şikayette bulunmuştur, sonra "büyük iş kadını" havasına bürünmüş, alabildiğine makyajlı, topuklu ayakkabı müptelası (daha doğrusu çok ses çıkartarak yürüme bağımlısı), kolumun girmeyeceği kadar dar bir pantolona sığmaya çalışmış sayın banka çalışanı bayan bu meseleyle ilgileneceğini "çok meşgulum ama madem ihtiyacınız var bana, madem her şey bana bağlı o zaman tamam" dercesine belirtmiştir. bundan dolayı içeriden gelen patır kütür tarzında, bozulan cihaza vurunca düzelir mantığının yankısı olan seslerin kaynağını sorgulamıyorum bile. tamirin ardından malum bayan dışarıya çıkarak gerekli para transferini özel bir kartla yapar ve diğer sıranın ortalarında bekleyen bir gence "gel sen dene burda işlem yapmayı" der.

bu noktadan sonra algı dünyanızın sınırlarından çıkmayı öneririm, ben yapabilseydim o an bunu, çok daha iyi olurdu... gencin cevabı etkileyiciydi:

"yok ben bişey yapmicam"

nasıl ya... çekindi herhalde diye düşündüm veya o da kıza sinir oldu o yüzden yapmıyordur diye düşündüm.

yanılmışım...

sırasında beklemeye devam etti, sıra kendisine geldi, yanında kimse yoktu, bir kenarda, sıradan hafif kaçık bir mesafede, öyle boş boş beklemişti bu zamana kadar. sonra sıra kendisine gelince atm'nin karşısında durdu, tuşlara bile basmadı... döndüp gitti...

"bunu acaba bir tek ben mi farkettim" diye düşündüm, herkes "aman araya kaynamasınlar, sıra şaşmasın" gibi şeylerin peşindeydi. sanırım evet, sadece ben farkettim...

0 akıllı taşı çıkartmaya çalışmış: