süper aile (ya da hayatımın dumuru)


ilkokulu boşverin... çok erkendi, bir tarza gerek yoktu... ama ortaokul hazırlık sınıfında klavye çalmaya başlamamın da büyük etkisiyle klasik müziğe merak sardım. 1-2 sene sonra daha yeni ingilizce öğreniyor olmanın verdiği hevesle inglizce şarkı dinleme ihtiyacı belirdi bünyemde (ki şu anda sahip olduğum ingilizcenin kaynağı olarak bu farkında olmadan yapmış olduğum doğru tercihi gösterebilirim). neden olduğunu bilmiyorum fakat bu isteğe cevap olarak abimin kasetlerinin arasından bulduğum pentagram'ı verdim bünyeye. daha sonra ilerleyen ortaokul yıllarımda en sert, en uç metal müzik türleriyle tanıştım. çevremdeki heavy metal insanları da basit bir yargıyla genelde ikiye ayırabilmek mümkündü:

1- heavy metale pentagram'la başlayanlar
2- heavy metale metallica'yla başlayanlar

bu insanlarla genelde gittiğimiz çay içip, stüdyoya falan girdiğimiz yer, önceden ruhsatsız bir şekilde faaliyet gösteren, sürekli polis tarafından basılan bir studio/café idi. sonra bu olaylardan usandıklarından olsa gerek ruhsat aldılar kendileri. işte orayı işleten insan... Elif abla...

her zaman sert kız imajını benimsemiş olan Elif, yıllar boyu çeşitli, başarılı-başarısız bir çok grupta yeri geince bateri çalmış yeri gelince vokal yapmıştı. bence her ne kadar ikisinde de düşündüğü kadar başarılı olmasa da, dedim ya sert kız imajı vardı... sürekli siyah giyerdi, apartman topuklu ayakkabılarını hiç ayağından çıkarmazdı, göz altları ve dişleri her zaman siyah olurdu(sanırım sigaradan)... ne kadar yetenekli olduğu, giyimi, tipi pek önemli değil ama ben ve benim gibiler için önemli olan böyle bir müessesede çalışmasının gözümüzde bir yeri vardı. taa ki bugüne kadar...

her şey sıkıntıdan kanal değiştirmemle başladı. kanalları seri şekilde "+" tuşuna basarak geçmekteydim. ama o an... olmamalıydı... kanal 1'de demet akbağ'ın sunumuyla renklendirdiği(!) yarışma "süper aile"yi gördüm. demet akbağ'ı zaten sevmem... yanında onu göreceğimi hiç düşünmemiştim. olmamalıydı... üstelik "tellioğulları" ailesi olara yarışmaya katılmış bir ekipte yer alıyordu, soyadı tellioğlu değildi. acaba evlenmiş miydi? sanmıyorum. ayrıca 450'ye karşı 87 gibi bir puanla yenilen taraftaydı. eski sert kızdan geriye sadece kırmızı siyah çizgili, avril lavigne tarzı bir tshirt kalmıştı. ancak o kadar sertti çünkü...

not: fotoğraf temsilidir. şahısların Elif'le alakası yoktur.

1 akıllı taşı çıkartmaya çalışmış:

AQ-47 dedi ki...

Şimdi tabii Elif her ne kadar çingene tarzı (adnan şenses'i ve hüsnü şenlendirici'yi tenzih ederek) giyinse de, o siyah dişlerin, renksiz cildin ve apartman topuklu ayakkabıların ardında, billur gibi duru bir ses yatar. hele ki rage against the machine'den sleep now with the fire söylerken, huşuı duyarsın huşu...ne güzel vokaldin sen Elif Apla...